Notice: _load_textdomain_just_in_time işlevi yanlış çağrıldı. Translation loading for the wallstreet domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Ayrıntılı bilgi almak için lütfen WordPress hata ayıklama bölümüne bakın. (Bu ileti 6.7.0 sürümünde eklendi.) in D:\Home\bedrikarayagmurlar.com\httpdocs\wp-includes\functions.php on line 6114
Ben Egeyim Sen – Bedri Karayağmurlar

Ben Egeyim Sen

Ben Egeyim Sen


                                                                       Bedri Karayağmurlar

I

karakantoya çıkmamıştı henüz aşkımız
Karantina uzun bir tekneydi rüzgarın önünde
Eleni balkondan baktığında sabah olurdu
denizin oralardan bir yalı çapkınını uçardı
seyrek çırpıntılı kırlangıçlar değerdi dalgalara

II

şimdi ağlamak böyle işlemeli mendillerin
sandık lekelerinde kurur

annemin ince belli bakırdan gaz lambası efkarlanır
titretirdi alevini Asansör’ün oralardan bir klarnet taksiminde

kendini sek rakıyla şişledi kınalı Leyla
olmadı bunların hiç biri dersem gülerdin

bulutlar emerdi hanım ellerine değen yerlerini
sus derdim kendime sus.

III

çocuğum ya aklım giderdi
kadınlar geçerdi kaldırımın kenarından
Karataş hamamının soğuk taşlarında üşütmüş tazeler
yüzleri alı al göründüklerinde basardım kemanların kıvrımına
pembe beyaz zakkumlar açardı birden
ne gençtik be, kırbaçlar şakırdardık sarma cıgaralı havalarda
atlar sallayarak kalçalarını.
süslü bir yaylıydı belki geçen ömrümüz tekeri çoktan kırıldı








IV

bakınca deniz görünürdü, deniz İzmir’di,
silmemişti islerini Daha mübadil vapurların.

bağlar alemdi bilmezdin türküler geçerdi oynak ağır
gül işlemeli yastılar sık dokunmuş hasır

güzelim şaraplıklar dökülürdü derelere.
su perileri içerdi şarabın hasını çağır
dinmezdi sabahlara dek sesleri derelerden denize
en delikanlı olduğumuzdan hesapsız bilirdik hepsini
kuşakta tabakaya tespihe çarpar oluklu bıçak sanki kınında sır



V

Karanfil yeni düşmüştü Urla’nın kayıtlarına.
kanlı bir kama Niğde’den İskele’ye
kaç kelle kimse bilmez kan ağır göz uykusuz
Selanik çarşısına gece indiğinde Panayotis’in meyhanesine
Kozanalı yel değirmenleri susardı rüzgar kururdu
el ayak buz
Manastır işi bir yemeni kanardı dağlarda
Yunanlı tüccarlar Türk tütüncüler irkilir üşürdü

VI

Kara kadının karısına ortaktı Despina
İzmir denizdi, Misailidis sağ / dağlar el gibi akardı.
ağlar masmavi yakamoz / rakılarda rakıydı hani.

meğer Ege olacakmışım İzmir olacakmışım / mübadil bir vapur

admin

Mesajınızı bırakın